
İçindekiler
İş sözleşmeleri, yapılacak iş gereği farklı ortamlarda farklı şekillerde olabilmektedir. İşçinin yapacağı iş, masa başında olabileceği gibi, fiziksel hareket gerektiren bir iş de olabilir. Bu iş sözleşmeleri, yazımız konusu doğrultusunda gemilerde de yapılabilir. İş gereği gemi ile yapılması gereken, deniz taşımacılığı gibi işler hakkında, şartları mevcutsa 854 sayılı Deniz İş Kanunu hükümleri uygulanır. Bu nedenle bu kanuna tabi işçiler için esas alınacak kanun işbu kanundur. Bu nedenle, işçinin iş akdinin sona ermesine bağlı hukuki hakları konusunda da işbu Kanun’a bakılır. Bu haklardan, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı hakkında 854 sayılı Kanun’un hükümlerine kısaca bakalım.
Deniz İş Kanunu’ndaki Temel Hükümler
Deniz İş Kanunu‘nda, 4857 sayılı İş Kanunu‘ndan farklı bazı temel kavram ve hükümler vardır. Dolayısıyla konunun daha iyi anlaşılması için kanunun temel kavramlarını ve hükümlerini açıklamakta fayda görüyoruz.
Deniz İş Kanunu’nun Kapsamı
Kanun’un birinci maddesine göre, bu Kanun;
- Gemi; denizlerde, göllerde ve akarsularda, Türk Bayrağını taşıyor ve yüz ve daha yukarı grostonilatoluk bir gemi ise, veya
- Aynı işverene ait gemilerin grostonilatoları toplamı yüz veya daha fazla ise veyahut işverenin çalıştırdığı gemiadamı sayısı 5 veya daha fazla ise,
uygulanır.
Yukarıdaki şartlardan biri mevcut değilse dahi, Cumhurbaşkanı tarafından ekonomik sosyal nedenlerle gerekli görülmesi halinde söz konusu gemiler hakkında da bu Kanun hükümlerinin uygulanmasına karar verilebilir. Bunun dışında kalan hallerde Deniz İş Kanunu uygulanmaz, ancak 4857 sayılı İş Kanunu uygulanabilir.
Tanımlar
Deniz İş Kanunu‘nda 4857 sayılı İş Kanunu’nda yer almayan veya Kanun’dan farklı tanımlanan bazı tanımlar vardır. Konunun anlaşılabilmesi için bu tanımları da aşağıda kısaca verelim:
- Gemi sahibine veya kendisinin olmayan bir gemiyi kendi adına ve hesabına işleten kimseye işveren denir. Yani Deniz İş Kanunu‘na göre işveren, geminin sahibi veya kendisine ait olmayan bir gemiyi kendi adı ve hesabına işleten kimsedir.
- Bir hizmet sözleşmesine dayanarak gemide çalışan kaptan, zabit ve tayfalarla diğer kimselere gemiadamı denir. Gemiadamı, 4857 sayılı Kanun’daki işçi olarak da kabul edilebilir. 854 sayılı Kanun’da, işçi yerine gemiadamı kavramı geçmektedir.
- Gemiyi sevk ve idare eden kimseye veya zorunlu sebeplerle görevi başında bulunmaması halinde ona vekalet eden kimseye kaptan denir.
Kaptan veya işveren adına ve hesabına harekete yetkili olan kimseye ise işveren vekili denir.
Bazı Özel Kurallar
Deniz İş Kanunu‘nda iş sözleşmeleri işverenle gemiadamları arasında kurulur. Kanuna göre bu sözleşme yazılı olarak iki nüsha yapılır. Bu sözleşme süreli veya süresiz yapılabilir. Sözleşme süreli yapılmış fakat bittiği tarihte geminin seferi henüz bitmemiş ise, bu durumda sözleşme gemi ilk limana varıp güvenlik altına alınana kadar devam eder. Eğer sözleşme, belirli bir seferin tamamlanmasıyla sona erecek şekilde yapılmışsa, bu sefer icabı yüklenen yükün boşaltılmasıyla sona erer. Eğer gemiadamı, sözleşmesi bitmesine rağmen işveren veya vekilinin muvafakatiyle çalışmaya devam eder ve gemi de sefere çıkarsa gemiadamın iş sözleşmesi, süresi sona eren sözleşmesinin süresi kadar uzatılmış olur.
İş sözleşmeleri deneme süreli olarak yapılabilir. Ancak bu deneme süresi en fazla bir ay olabilmektedir. Bu süre içerisinde taraflar sözleşmeyi bildirimsiz ve tazminatsız feshedebilir.
Deniz İş Kanunu‘na tabi gemiadamlarının çalışma süresi, günlük sekiz saatten haftalık kırk sekiz saattir. Bu süre haftanın iş günlerine eşit olarak bölünerek uygulanır. Yani kırk sekiz saat çalışan bir işçi, haftada altı gün, günde sekiz saat çalışır. Gemiadamının işbaşında olduğu ya da vardiya tuttuğu saatler gemiadamının çalışma süresi sayılır. Bu sürelerin aşılması halinde gemiadamı fazla çalışma ücreti hakkı elde eder. Bu ücret saatlik hesaplanır ve işçinin saatlik ücretinin %25 zamlı hali esas alınır.
Sözleşmenin Sona Ermesi
İş sözleşmesi, kanunda sayılan, aşağıdaki hallerin varlığı halinde taraflardan biri olarak feshedilebilir.
- İşveren veya vekilinin feshedebileceği haller:
- Gemiadamının herhangi bir limanda geminin hareketinden önce gemiye dönerek hizmete girmemesi veya gemiye hiç dönmemesi,
- Gemiadamının gemide çalışmasının tutukluluk, hapis veya gemide çalışmaktan yasaklanması gibi sebeplerle imkansız bir hale gelmesi,
- Gemiadamının işveren veya işveren vekiline karşı, kanuna, iş sözleşmesine vesair iş ve çalışma şartlarına aykırı hareket etmesi,
- Gemiadamının işveren veya işveren vekiline karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak ve adaba aykırı hareket etmesi,
- Gemiadamının feshedebileceği haller:
- Gemiadamının ücretinin kanun hükümleri veya hizmet akdi gereğince ödenmemesi,
- İşveren veya işveren vekilinin gemiadamına karşı, kanuna, iş sözleşmesine vesair iş ve çalışma şartlarına aykırı hareket etmesi,
- İşveren veya işveren vekilinin gemiadamına karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak ve adaba aykırı hareket etmesi,
- Her iki tarafın da feshedebileceği haller:
- Geminin herhangi bir sebeple 30 günden fazla bir süre seferden kaldırılması,
- Gemiadamının herhangi bir sebeple sürekli olarak gemide çalışmasına engel bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi,
- Sözleşmenin kendiliğinden feshedilmiş sayılacağı haller:
- Geminin kayba uğraması,
- Geminin terk edilmesi,
- Geminin harp ganimeti ilan edilmesi,
- Geminin Türk Bayrağından ayrılarak başka bir ülkenin gemisi olması.
Bu şartlardan herhangi birinin varlığı halinde taraflarca fesih yapılabilecektir.
Taraflardan herhangi birine sağlanan bu fesih hakkı taraflardan birince kullanılmak istendiğinde, ilgili tarafın fesih nedeni davranışı öğrenmesinin üzerinden altı işgünü ve her halde davranışın gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçmeden fesih iradesini açıklaması gerekir. Bu açıklamayı yapan taraf, ayrıca karşı tarafa karşı mahkemeye başvurarak tazminat da talep edebilir.
Yukarıda yazılı şartlar haricinde gemiadamının işveren veya vekilince işten çıkarılmak istenmesi halinde, sözleşme belirsiz süreli ise gemiadamının işe alınmasının üzerinden en az altı ay geçmesi gerekir. Ayrıca fesih bildiriminin de karşı tarafa önceden bildirilmesi gerekir.
Deniz İş Hukukunda İhbar Tazminatı
Gemiadamı ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesi belirsiz süreli ise gemiadamının iş sözleşmesinin feshinin, gemiadamının gemide çalışmaya başladığı tarihe göre belirlenecek hizmet süresine göre belirli bir süre önce karşı tarafa bildirilmesi gerekir. Bu ihbar süreleri şöyledir:
- Altı aya kadar sürmüş iş sözleşmeleri için iki hafta,
- Altı aydan fazla, bir buçuk yıldan az sürmüş iş sözleşmeleri için dört hafta,
- Bir buçuk yıldan fazla, üç yıldan az sürmüş iş sözleşmeleri için altı hafta,
- Üç yıldan fazla sürmüş iş sözleşmeleri için sekiz hafta.
Bu süreler kanunun belirlediği asgari süreler olup tarafların anlaşması ile artırılabilir. Bu sürelere uyulmaması halinde tarafların ihbar tazminatı hakkı söz konusu olur.
Eğer gemiadamının sözleşmesi, gemiadamının sendikaya üye olması, şikayete başvurması gibi, fesih hakkının kötüye kullanıldığı hallerle feshediliyorsa, bu durumda ihbar süresinin üç katı tutarında bir tazminat daha ödenir. Bundan ayrı olarak tarafların tazminat hakkı da saklıdır.
Deniz İş Hukukunda Kıdem Tazminatı
İş sözleşmesinin Deniz İş Kanunu‘nun 20. maddesine göre feshedilmesi halinde gemiadamı kıdem tazminatına hak kazanır. İlgili maddeye göre:
- İşveren tarafından feshin yukarıda “işveren veya vekili tarafından feshedilebilecek haller” başlığının dışında gösterilen sebeplerle,
- Gemiadamı tarafından feshin yukarıda “gemiadamının feshedebileceği haller” ve “her iki tarafın da feshedebileceği haller” başlıklarında gösterilen sebeplerle,
- Gemiadamının muvazzaf askerlik görevi gerekçesiyle,
- Gemiadamının bağlı bulunduğu kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı, yahut toptan ödeme almak amacıyla,
- Gemiadamının ölmesi halinde,
- İş sözleşmesinin kendiliğinden fesholunma şartları gerçekleşmişse,
Gemiadamı kıdem tazminatına hak kazanır.
Bu hallerde gemiadamının kıdem tazminatı, gemide çalışmaya başladığı günden itibaren geçen her bir yıl için, 30 günlük ücreti üzerinden hesaplanır. Bir yıldan arta kalan günler için, bu sürelerin bir yıla oranı da 30 günlük ücrete eklenir.
Gemiadamının işveren yanında aralıklı veya aralıksız çalışması fark etmeksizin, kıdem tazminatı gemiadamının işveren yanında aynı veya gemilerde çalıştığı süre dikkate alınarak hesaplanır. Eğer gemiadamının çalıştığı geminin işvereni değişmişse, bu durumda gemiyi devreden işveren ve devralan işveren birlikte sorumlu olurlar. Ancak devreden işveren, geminin devir tarihinde gemiadamının aldığı ücret ve o tarihteki kıdem süresi ile sınırlı olarak sorumludur.
Deniz İş Kanunu’na göre gemiadamlarının sahip olduğu kıdem ve ihbar tazminatları, gemiadamının brüt ücretine, maaşlarının yanı sıra almış oldukları diğer maddi desteklerin de eklenmesiyle (giydirilmiş brüt ücret) hesaplanır. Kanundaki hükümler asgari şartlar olup gemiadamı lehine sözleşmeyle artırılması mümkündür. Her iki tazminatın da hesaplaması, temel olarak 4857 sayılı Kanun’daki ilkelerle aynıdır.
Yukarıda yazılanlar bilgilendirme amaçlı olup hukuki tavsiye içermemektedir. Hukuki anlamda herhangi bir hak kaybı yaşamamak adına profesyonel destek almanızı tavsiye ederiz.