Skip to main content
Ticaret Hukuku

Haksız Rekabet Davaları

Yazar 15 Aralık 2022Ekim 3rd, 2023No Comments9 dakikalık okuma
Haksız Rekabet Davaları

Haksız Rekabet Nedir?

Haksız rekabet, dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak aldatıcı uygulamalar ile ticari ve ekonomik rekabetin kötüye kullanılması olarak tanımlanabilir.

Haksız rekabet, TBK ve TTK ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir ve kapsamı oldukça geniştir. Herhangi bir ticari ilişki zemininde karşılıklı olarak ”dürüst davranış” ilkesi geçerlidir. Bu ilkeye uygun olmayan davranışlarda bulunulması ve dürüstlük kurallarının ihlal edilmesi haksız rekabeti oluşturmaktadır. Haksız rekabet, kanunen hukuka aykırı ve yasak olarak betimlenmiş, rekabet ilkelerinin bozulmasının engellenmesi amaçlanmıştır. 

Haksız rekabet, Türk Ticaret Kanunu‘nda daha ayrıntılı düzenlenmiştir. TTK’nın 54. maddesine göre; ”Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” Kanun koyucu, haksız rekabet konusunu önemle irdeleyerek 55. madde ile de haksız rekabetin hangi hallerde doğacağına dair örnekler vererek haksız rekabet hallerini saymıştır. 

Türk Ticaret Kanunu tacirler arası haksız rekabeti ele alırken Türk Borçlar Kanunu tacir olmayanlar arası haksız rekabet hükümlerini düzenlemiştir. Hukuka uygun ve bozulmamış bir rekabet ortamının sağlanması amaçlanmıştır. Örneğin; bir başka satıcının malını kötüleyerek tüketiciyi kendi malını almaya teşvik etmek haksız rekabeti oluşturmaktadır. Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, diğer satıcılar ile anlaşarak ticari ilişkiye konu malın değerinden çok üstte satılmasında anlaşmanın haksız rekabeti oluşturduğunu ve yasak olduğunu hüküm altına almıştır.

İş sözleşmelerinde de iş akdinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülüktür. Aksi halde haksız rekabet hükümlerince işçiye karşı bazı yaptırımlar doğacaktır. Buna karşılık, taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş akdine konulmasını veya bu konuda ayrı bir rekabet yasağı sözleşmesi yapılmasını kararlaştırabilirler. İş akdi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olmaktadır. 

Haksız Rekabet Davaları

Haksız rekabete maruz kalan kimsenin uğradığı ve ileride uğrayabileceği zararlar için haksız rekabet davası açma hakkı bulunmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine göre haksız rekabet nedeniyle ekonomik menfaatleri zarar gören veya görebilecek kimsenin açabileceği çeşitli davalar bulunmaktadır.

Fiilin haksız olup olmadığının tespiti, haksız rekabetin men’i (durdularak engellenmesi), haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması ve malların imhası, maddi ve manevi tazminat istemi ile dava açılabilir. 

Tespit davası: Haksız rekabet hükümlerinin uygulanabilmesi için öncelikle haksız fiilin bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir. Dava konusu fiilin haksız rekabet teşkil edip etmediğinin mahkemece karar verilmesi istemiyle açılan davalardır. 

Men davası: Men davası, hali hazırda doğmuş olan zararlar için açılabileceği gibi, zarar görme tehlikesiyle karşı karşıya kalınması halinde de açılabilmektedir. Başka bir deyişle, haksız rekabet davalarından men davası açılırken bir kusur olmasına gerek yoktur. Davacı, iş bu dava ile haksız rekabetin men’ini yani durdurulmasını talep etmektedir.

Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması davası: Düzeltme, eski hale getirme ya da haksız rekabet sonucu davacı aleyhine oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması istemiyle açılan davalardır. Bu davanın açılması için haksız rekabet oluşturan durumun sona ermesi, devam etmemesi gerekmektedir. Haksız rekabet devam ettiği halde men davasının açılması gerekir.

Maddi ve manevi tazminat davaları: Haksız rekabete uğrayan davacının uğradığı maddi veya manevi zararlarının davalıdan tazmininin istenmesidir. Maddi tazminat davası için karşı tarafın kusuru aranırken manevi tazminat davalarında kusur şartı yoktur. Maddi tazminat davası için kusur sorumluluğun bulunması, diğer haksız rekabet davalarından en önemli farkını oluşturmaktadır.

Haksız Rekabet Davaları Örnekleri

  • Davacı, aydınlatma ürün ve hizmetlerinde dünyanın önde gelen firmalarından birisidir. Tescil belgesi bulunan, davacının kendisine ait araba arka lamba tasarımı, davalı şirket tarafından kopyalanarak satışa sunulmuştur. Davacı şirket bu sebeple haksız rekabetin tespitini, men’inini, maddi ve manevi tazminat ödenmesini talep etmiştir. Davalının bu hareketi haksız rekabet teşkil etmektedir. 
  • İş sözleşmesi devam eden bir işçi, çalıştığı fabrikada üretilen saatlerin benzerini üreterek farklı pazarlarda bu ürünleri satarak kazanç sağlamaktadır. Bu olayı öğrenen işveren, ürünlerin birbirinin aynısını olduğunu ve dürüstlük kurallarına aykırı davranan işçinin ürünleri imha etmesi gerektiğini savunmaktadır. Ayrıca uğradığı zararın tespiti ve temini için dava açmıştır. Bu olayda iş sözleşmesi ve kanun ile güvence altına alınmış rekabet kurallarına aykırı davranış görülmektedir. İşveren, haksız rekabet davasını açmakta haklıdır.
  • Bir ilçede yan yana olarak faaliyet gösteren manavlardan biri, diğerinin sattığı portakalların hormonlu olduğu söylentisini yaymıştır. Bunu duyan tüketiciler, hormonlu portakallar sattığı iddia edilen manavdan alışveriş yapmayı kesmiştir. Bu durum devam ederken haksız söylentiler ile hak kaybına uğrayan manav, bu söylentileri yayan kişinin zararı karşılamasını istemektedir. Bu söylenti, manavın adını da kötüye çıkarmıştır. Bu sebeple manavın haksız rekabete ilişkin Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a ve elbette Türk Borçlar Kanunu’na dayanarak zararın tespiti, karşı tarafın zararı tazmini ve yayılan söylenti sonucu kişilik haklarının zarar görmesi sonucunda manevi tazminat talep ederek mahkemeye başvurabilecektir.

Haksız Rekabet Tazminat Davası

Haksız rekabet sonucunda zarara uğrayan kişiler maddi veya manevi tazminat davası açabilir. Maddi tazminat davası açılabilmesi için, haksız fiilden ekonomik olarak zarar görmüş bir kişinin, haksız fiil hükümlerine göre kusurlu olan birine karşı iş bu davayı ikame etmesi şartı bulunmaktadır. Haksız rekabetten doğan maddi tazminat davasında kusurdan doğan sorumluluk ilkesi geçerlidir. 

Haksız rekabetten doğan manevi tazminat davası ise Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi hükümlerine göre, dürüstlük kurallarına aykırı şekilde haksız rekabet ile karşı karşıya kalan kişinin kişilik haklarının zedelenmesi sonucunda uğradığı manevi zarara karşılık para ödenmesi istemiyle açılan davadır. Örneğin; bir pazarcı kendi ürünlerini satmak için karşı tezgahtaki satıcının aynı ürünlerini kötülediğinde ve karşı tezgahtaki satıcının dolandırıcı olduğu söylentisini yaydığında kişilik haklarının zedelenmesi gündeme gelecektir. Haksız rekabete karşı manevi tazminat talep edilebilecektir. 

Haksız Rekabet Davasını Kimler Açabilir?

Haksız rekabet davasını ekonomik çıkarları zarar gören üçüncü kişiler de açabilir. Davacı veya davalı sıfatını kazanmak için mutlaka rakip işletme olmaya gerek yoktur. Haksız rekabet davalarının açılabilmesi için mutlaka bir kusur aranmasına da gerek yoktur, kusur olmasa dahi haksız rekabete ilişkin dava açılabilir.

Ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalan kişiler haksız rekabet davası açabilmektedir. Ticaret ve sanayi odaları, dernekler, borsalar gibi kurumlar üyelerinin çıkarlarını korumak amacıyla kanunen belli sınırlamalar dahilinde haksız rekabet davalarını açabilir. 

Haksız Rekabet Davaları Görevli Mahkeme

Haksız rekabete ilişkin uyuşmazlıkların konu edildiği davalarda görevli mahkeme, asliye ticaret mahkemeleridir. Ticaret mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise görevli mahkeme ”ticaret mahkemesi” sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleridir. 

Haksız rekabete ilişkin uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğunda, hangi mahkemenin yetkili olacağı hususu istisna taşımaktadır. Yargıtay bu konuda Türk Borçlar Kanunu’nun 444. maddesini ve devamı maddelerini gerekçe göstererek, İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağına dair sözleşmenin ihlali nedeniyle açılan davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu görüşündedir. 

Haksız rekabet davalarına ilişkin daha fazla bilgi almak için hukuk büromuza danışabilirsiniz.

AEY Legal

AEY Legal, faaliyet göstermekte olduğu Fikri Mülkiyet Hukuku, E-Ticaret ve Bilişim Hukuku, Veri Koruma ve Siber Güvenlik Hukuku, Ticaret ve Şirketler Hukuku, Sözleşmeler Hukuku, Freelancer Hukuku, Tüketici Hukuku, Start-up Hukuku, Reklam ve Medya Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk dalında ulusal ve uluslararası düzeydeki uyuşmazlık ve ihtilaflarla ilgili olarak Hukuki Danışmanlık, Uyum Yönetimi & Regülasyon, Dava Takibi & Uyuşmazlık Çözümü hizmetlerini müvekkillerine sunmaktadır.

Scan the code