Skip to main content
Ticaret Hukuku

Haksız Rekabetin Tespiti Davası

Yazar 1 Ağustos 2022Ekim 3rd, 2023No Comments10 dakikalık okuma
haksız rekabetin tespiti

Haksız rekabetin tespiti davası ve şartlarını incelediğimiz bu yazımızda, haksız rekabet halinde başvurulması gereken hukuki yollara ve uyuşmazlık çözüm önerilerine yer verdik.

Rekabet, ticari hayatın olmazsa olmazlarındandır, ticari hayatı dinamik tutar ve geliştirir. Rekabet edenlerin ise iyiniyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde hareket etmesi gerekmektedir.

Haksız rekabet hükümleri, Türk Borçlar Kanunu’nda ve Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. BK md.57, gerçeği yansıtmayan ilanlar veya iyiniyete aykırı davranışlar sonucunda müşterisi azalan ya da onları kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan kişiye bazı davaları açabilme imkânı tanımıştır.

Türk Ticaret Kanunu’nda ise ticari işlerle ilgili haksız rekabet hükümleri düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu madde 56: Haksız rekabetin tespiti davası, men davası, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması davası (ref’i davası) ve maddi-manevi tazminat davası açabilme imkânı tanımıştır. Bunların dışında cezai sorumluluğu gerektiren hallerde ceza davası da açılabilmektedir.

Biz bu yazımızda genel hatlarıyla haksız rekabete değinecek ve özel olarak haksız rekabetin tespiti davasını inceleyeceğiz.

Haksız Rekabetin Tanımı ve Şartları

Haksız rekabet: Bozulmamış, hukuka uygun bir rekabet ortamında müşterisine veya rakibine karşı kişinin, aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı fiiller gerçekleştirmesidir. Bir fiilin haksız rekabet teşkil ettiğinin veya etmediğinin tespiti somut olaya göre değerlendirilmelidir.

Haksız rekabet ve rekabet yasağı çoğu zaman karıştırılmaktadır ancak birbirlerinden çok uzak iki kavramdır. Rekabet yasağı, lafzından da anlaşılacağı üzere taraflar arasında rekabeti yasaklamaktadır ve herhangi bir özgürlük alanı bırakmaksızın net bir şekilde rekabet etmeyi önlemeyi amaçlamaktadır. Bunun yanı sıra haksız rekabette, özgür rekabet ortamında güveni zedeleyen aldatıcı fiiller önlenmeye çalışılır. İkisi farklı kavramlar olup ikisinde de farklı amaçlar ve sonuçlar beklenmektedir.

Ticari ilişkilerde rekabet kaçınılmazdır. Özü itibariyle ilişkilerin rekabete ihtiyacı dahi vardır. Rekabet etmek ürün kalitesini yükseltir, ürünün maliyetini düşürür, tekelleşmenin önüne geçer ve işletmelerin verimliliğini arttırır. Bundan dolayı rekabet desteklenmeli, engellenmemelidir ancak sınırsız bir rekabet hakkı da yine birçok soruna gebedir. Bundan dolayı kanun koyucu rekabet etme özgürlüğünü sınırlandırma ihtiyacı duymuştur.

Rekabet özgürlüğü, hukuk güvenine veya dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılmamalıdır. Rekabet özgülüğüne aykırı fiil gerçekleştirmek yerine göre suç olabildiği gibi çoğu zaman da hukuk güvenliğini zedelediğinden hukuken yaptırıma maruz bırakılmaktadır. Haksız rekabetin mağduru olan kişi bir müşteri olabileceği gibi bir rakip de olabilmektedir.

Türk Ticaret Kanunu madde 54/2’yi referans alarak haksız rekabetin en temel şartının “…aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışların veya bu niteliklerdeki ticari uygulamanın varlığı…” diyebiliriz. Bununla birlikte failin kusurluluğuna bakılmadığı gibi zararın oluşması da şart değildir. Herhangi bir rekabet ilişkisinin varlığı ya da yokluğu da haksız rekabet için engel değildir.

Türk Ticaret Kanunu madde 55’te kanun koyucu bazı haksız rekabet hallerini örneklemiştir. Bu haller sınırlayıcı nitelikte değildir. Bunların dışında da yine haksız rekabet halleri vuku bulabilir.

Kanundaki bu halleri 6 başlık altında sınıflandırabiliriz:

  1. Dürüstlük kurallarına aykırı reklamlar ve satış yöntemleriyle diğer hukuka aykırı davranışlar (TTK 55/a),
  2. Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek (TTK 55/b),
  3. Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak (TTK 55/c),
  4. Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek (TTK 55/d),
  5. İş şartlarına uymamak (TTK 55/e),
  6. Dürüstlük kurallarına aykırı işlem şartları kullanmak (TTK 55/f).

Kanun koyucu bu bentleri belirledikten sonra “… Paye, diploma veya ödül almadığı halde bunlara sahipmiş gibi hareket etmek ve bu sıfatla karşı tarafla işlemlerde bulunmak…” gibi daha özel nitelikli durumların bazılarına da yer vermiştir ancak bu saymalar tahdidi değildir.  Somut olayın özelinde inceleme yapılması her zaman daha doğru olmaktadır.

Haksız Rekabet Hakkında Başvurulabilecek Kanun Yolları

Rekabet güvenliğini sağlayabilmek adına hukuk düzeninin kabul etmiş olduğu bazı hukuki ve cezai koruma yolları vardır. Hukuki koruma yolları Türk Ticaret Kanunu madde 56/1 de sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar:

Cezai korumayı gerektiren haller Türk Ticaret Kanunu madde 62 /a, b, c, d bentlerinde sayılmış ve bu fiillerden sorumlu olan kişiler hakkında, her bir bent kapsamına giren fiil dolayısıyla 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.

Haksız rekabetin engellenmesi açısından gerekli diğer ihtiyati tedbirlerin alınmasının da talep edebileceği öngörülmüştür. Haksız rekabet teşkil eden ve ayrıca suç teşkil eden diğer durumlarda da, fiili gerçekleştiren gerçek veya tüzel kişiye, savcılık nezdinde suç duyurusunda bulunulabilmektedir.

Haksız rekabetin tespiti davası çoğu zaman tek başına dava konusu olmaz ancak haksız rekabet davalarının hemen hemen hepsinde haksız rekabetin tespitinin de istenildiğini görmekteyiz. Bu yüzdendir ki hukuk düzeninde bu kadar geniş bir alan kapsayan böyle kıymetli bir konunun detaylarını ve inceliklerini sizlerle paylaşmak istedik.

Haksız Rekabet Hakkında Açılabilecek Hukuki Bir Dava – Haksız Rekabetin Tespiti Davası

Tespit davası: Bir hukuki olgunun yahut ilişkinin hukuk vasıtaları ile varlığının ya da yokluğunun tespitinin istenildiği davalardır. Bu davaların icrai niteliği yoktur yani mahkemenin verdiği karar herhangi bir emir değildir. Bu dava sonucu alınacak karar, başka davalarca ileri sürüldüğü takdirde kesin delil teşkil eder. Alınan ilam mahkemeyi bağlayıcı niteliktedir. Haksız rekabetin tespiti davası da bir tespit davası niteliğinde olduğundan alınan tespit ilamı diğer mahkemeleri de bağlayacaktır. Bu davalar asliye ticaret mahkemelerinde görülmektedir.

Haksız rekabetin tespiti davası ile maruz kalınan fiilin, haksız rekabete sebebiyet verip vermediğinin tespit edilmesi talep edilmektedir.

Davayı açabilmek için failin kusurlu olması şart değildir yani bir gerçek ya da tüzel kişinin, haksız rekabete sebep olan fiili gerçekleştirmesinde kusurunun varlığına bakılmaz. Kusursuz olsa bile fiilinden sorumludur. Kusursuzluk halinde de yine faile dava açılabilir, ihtiyati tedbirlere başvurulabilir.

Haksız rekabetin tespiti davasında zararın gerçekleşmesi de beklenmez. Zarar olsa da olmasa da dava açılabilmektedir ancak zararın olduğu ve giderilmesi gerektiği durumlarda kanunun diğer bentlerinde maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği öngörülmüştür.

Dava, haksız rekabet teşkil eden fiil gerçekleşmeden önce, gerçekleştiği anda ya da fiil sona erdikten sonra da açılabilir. Fiil henüz devam ediyorken de davanın açılmasında sakınca yoktur.

Genel olarak haksız rekabetin tespiti davası tek başına istenmemekte, men davası, ref’i davası ve maddi-manevi tazminat davası ile birlikte istenmektedir ancak tek başına bir tespit davasının açılmasında da hukuki bir engel yoktur.

Yalnız haksız rekabetin tespitinin talep edildiği davalarda alınan karar, açılacak başkaca davalarda kesin delil mahiyetinde kullanılabilir ancak kullanılması zorunlu değildir. Bu dava sonucunda verilen hüküm eda davası veya inşai bir dava niteliğinde de olmadığından icra edilebilirliği açısından başka bir davada delil olarak kullanılması uygun olacaktır.

Haksız rekabetin tespiti davası, davaya hakkı olan tarafın bu hakların doğumunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl ve bunların doğumundan başlayarak üç yıl geçmeden açılmalıdır. Zira zamanaşımına uğrayacak ve artık def’i olarak ileri sürülebilecek duruma gelmektedir ancak Türk Ceza Kanunu’nda daha uzun dava zamanaşımına tabi olan bir fiil mevcutsa bu süre hukuk davaları için de geçerli olacaktır.

Haksız Rekabet Suçu ve Cezası

Örnek bir Yargıtay kararından bahsetmek gerekirse: Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 17/11/2021 tarihli 2020/6288 Esas numaralı, 2021/6285 karar numaralı haksız rekabetin tespiti davası ile ilgili bir kararında, “İSGİDEAL” markası davacı vekili, ticaret unvanı “İDEALİST” olan ve web sitesinde de yayınlayan davalı aleyhinde haksız rekabetin tespiti davası açtığını ve haksız rekabet hükümlerine aykırı hareket ettiğini ileri sürdüğü davada; heyet davacı tarafı haklı bulmuş, görsel ve işitsel olarak aynı şirket algısı yaratabileceğinden “İDEALİST” ibaresinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine karar vermiştir

Genel hatları ile haksız rekabetin tespiti davası hakkında siz kıymetli okurlarımızı bilgilendirmek istedik. Haksız Rekabet somut olayın özelliğine göre şekil alan dinamik bir alandır. Bundan dolayı danışmanlık almak son derece önemlidir. Daha fazla bilgi ve danışmanlık almak için büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

AEY Legal

AEY Legal, faaliyet göstermekte olduğu Fikri Mülkiyet Hukuku, E-Ticaret ve Bilişim Hukuku, Veri Koruma ve Siber Güvenlik Hukuku, Ticaret ve Şirketler Hukuku, Sözleşmeler Hukuku, Freelancer Hukuku, Tüketici Hukuku, Start-up Hukuku, Reklam ve Medya Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk dalında ulusal ve uluslararası düzeydeki uyuşmazlık ve ihtilaflarla ilgili olarak Hukuki Danışmanlık, Uyum Yönetimi & Regülasyon, Dava Takibi & Uyuşmazlık Çözümü hizmetlerini müvekkillerine sunmaktadır.

Scan the code