Skip to main content
Borçlar Hukuku

Sebepsiz Zenginleşme Davası

Yazar 2 Ocak 2023Ekim 3rd, 2023No Comments9 dakikalık okuma
Sebepsiz Zenginleşme Davası

Sebepsiz zenginleşme davası ve unsurları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 77 ila 83’üncü maddeleri arasında belirtilmiştir.

Sebepsiz Zenginleşme Nedir?

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 77’nci maddesi uyarınca haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen kişi bunu iade alacaklısı kişiye geri vermekle yükümlüdür. 

Yargıtay’ın sebepsiz zenginleşme kapsamında yaptığı tanım uyarınca sebepsiz zenginleşme, Türk Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 77 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.

Sebepsiz zenginleşme davası iade alacaklısının alacak hakkının ihlaline karşı yaptırım olarak ortaya çıkan şahsi bir davadır. Alacak hakkını ihlal eden eylemler sonucu ortaya çıkan zararın giderilmesi sebepsiz zenginleşen kişiden alınarak sağlanacaktır.  Sebepsiz zenginleşmeye ilişkin dava zenginleşmenin üçüncü bir kişiye devredilmesi halinde iade alacaklısı tarafından bu üçüncü kişiye yöneltilemeyecektir. İade yalnızca iade alacaklısı ve onun külli halefi vasfında olan mirasçıları tarafından zenginleşene ve onun mirasçılarına karşı ileri sürülebilecektir.

Sebepsiz Zenginleşme Unsurları

Sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmesi için Kanun ve ilgili mevzuatta yer alan birtakım unsurların var olması gerekmektedir. Bu unsurların ilki taraflardan birinin malvarlığında zenginleşme gerçekleşmesidir. Kişinin aktifleri artabileceği gibi, pasiflerin azalması da sebepsiz zenginleşmeye konu şartın gerçekleşmesini sağlayacaktır.

Zenginleşmenin gerçekleşmesi için ikinci unsur karşı tarafın malvarlığında azalmanın gerçekleşmesidir. İade alacaklısının mal varlığında aktif bir azalma olmasının yanı sıra pasiflerin artması da bu azalmanın gerçekleşmesi halidir.

Bu unsurlardan üçüncüsü zenginleşme sebebi ile sonucu ortaya çıkan illiyet bağıdır. Bu nedensellik bağı uyarınca her iki tarafın mal varlıklarında gerçekleşen artış ve azalmalar birbiriyle ilintili ise illiyet bağının var olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Taraflardan birinin malvarlığında gözle görülür bir azalma varken diğer tarafın malvarlığında bu ilişki sonucu doğabilecek bir artış bulunuyorsa artık nedensellik bağından bahsedilebilecektir.

Sebepsiz zenginleşmenin unsurlarından dördüncüsü bu zenginleşmenin haklı bir sebebe dayanmamasıdır.

Sebepsiz zenginleşmeye ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 77’nci maddesinin (2) numaralı fıkrasında zenginleşmenin iadesine ilişkin yükümlülüğün özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olacaktır. Örneğin resmi bir sözleşme akdedilerek kurulmuş sözleşme ilişkisinde sözleşme resmi koşullara uygun olarak hazırlanmamış ve akdedilmişse, artık geçerli bir sözleşme ilişkisi kurulmadığından bahisle karşı tarafın mal varlığında artış olması halinde iade alacaklısı tarafından talep, sebepsiz zenginleşme hükümlerince gerçekleştirilecektir.

Sebepsiz zenginleşme kurumunda ehliyet hususu önem arz eden konulardan değildir. İade alacaklısı kişinin veya sebepsiz zenginleşenin fiil ehliyetine sahip olması zorunlu değildir. Kişi fiil ehliyeti sahibi olmadan ayırt etme gücüne sahip sebepsiz zenginleşme koşullarını sağlayan hukuki bir ilişkiye girebilecektir. Zenginleşme koşullarının gerçekleşmesi fiil ehliyeti olmasa da yeterli sayılacaktır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 78’inci maddesinde borçlanılmamış edimin ifası ele alınmıştır. Buna göre borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilecektir. Zenginleşmeler zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin ifasından kaynaklanıyorsa kanun hükmünce geri istenemeyecektir. 

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 79’uncu maddesinde geri verme kapsamında zenginleşenin yükümlülüğü açıklanmıştır. Borçlanılmamış edimin ifası sonrasında geri vermenin kapsamı zenginleşenin iyi veya kötü niyetli olmasına göre değişecektir.

Sebepsiz zenginleşen kişinin iyi niyetli olması durumunda (zenginleşmenin sebepsiz olduğunu bilmemesi ya da bilebilecek durumda olmaması) zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlü olacaktır. Bunun yanı sıra zenginleşen, zenginleşme konusu şey için yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri iade alacaklısından isteyebilecektir. Örneğin; iyi niyetli bir kişi sebepsiz zenginleşme yoluyla bilgisi dışında bir otomobilin mülkiyetini elde etmiş ve otomobile zorunlu ve yararlı giderler kapsamında para harcamışsa bu zorunlu ve yararlı giderleri iade alacaklısından talep etme hakkı bulunmaktadır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 79’uncu maddesinin (2) numaralı fıkrasında ise sebepsiz zenginleşen kişinin kötü niyetli olması hali (zenginleşmenin sebepsiz olduğunu bilmesi ya da bilebilecek durumda olması) açıklanmıştır. Bu hüküm uyarınca zenginleşen, zenginleşmeyi iyi niyetli olmaksızın elden çıkarmışsa veya elden çıkarırken ileride geri vermek zorunda kalabileceğini hesaba katması gerekiyorsa, zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlü olacaktır. Burada zenginleşen iade alacaklısına karşı aynen iade borcu altında bulunmaktadır. Aynen iadenin söz konusu olamayacağı durumlarda ise kanun koyucu sebepsiz zenginleşmeye ilişkin iade borcunun nakdi ödeme yapılarak gerçekleştirileceğini belirtmiştir. Kötü niyetli zenginleşen; zenginleşmeyi bağış, takas veya satış gibi yollarla elinden çıkarsa dahi sorumluluktan kurtulamayacak, zenginleştiği kısmın tamamını geri vermekle yükümlü sayılacaktır. Zenginleşenin iyi niyetli olmaması halinde, zorunlu giderlerinin ve yararlı giderlerinden sadece geri verme zamanında mevcut olan değer artışının ödenmesini isteyebilecektir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 80’inci maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca zenginleşen iyi niyetli olsa da olmasa da diğer giderlerin ödenmesini isteme hakkına sahip olmayacaktır. Kendisine karşılık önerilmediği takdirde, o şey ile birleştirdiği ve zararsızca ayırabileceği eklentileri geri vermeden önce ayırıp alabilecektir. Örneğin; otomobile eklenen lüks gider olarak değerlendirilebilecek özellikli ses sistemi ayırarak alınabilecektir.

Yetkili Mahkeme ve Zamanaşımı

Sebepsiz zenginleşme davasında davacı zenginleşen kısmı talepte bulunacak olan iade alacaklısıdır. Davalı ise sebepsiz zenginleşme konu şeyi veya ikame değeri sahibi zenginleşen kişidir. Bu davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olacaktır. Yetkili mahkeme ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6’ncı maddesinde yer alan davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. 

Sebepsiz zenginleşmeden dolayı doğacak olan istem hakkı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 82’nci maddesi uyarınca, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrayacaktır.

Zenginleşme alacak hakkı kazanılması şeklinde gerçekleşmişse diğer taraf istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile her zaman bu borcunu ifadan kaçınabilecektir.

Yanlış Hesaba Havale Yoluyla Sebepsiz Zenginleşme

Yanlış hesaba havale yoluyla sebepsiz zenginleşme konusu bankalar veya ödeme kuruluşları para transferi yapan kişiler arasında güncel bir sorun haline gelmiştir. Söz konusu yanlış hesaba yollanan para hatalı olarak gönderilmiş kişiyi sebepsiz olarak zenginleştirecektir. İade alacaklısı parayı yollayan kişi sebepsiz zenginleşme hükümlerinden yararlanarak zenginleşen kişiden talepte bulunma hakkını haizdir. Banka sebepsiz yere hesabına para yolladığı sebepsiz zenginleşen müşteriden bu alacak kaleminin silinmesini sebepsiz zenginleşmeye dayanarak isteyebilecektir. Bunun için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 78’inci maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca hataen bu kaydı yaptığını ispatlamalıdır.

Yukarıda hukuki açıdan önem ihtiva eden sebepsiz zenginleşme davası ve sebepsiz zenginleşmenin unsurları konusu genel bir çerçeveyle açıklanmıştır. Sebepsiz zenginleşme davası ve sebepsiz zenginleşmenin unsurları hususu oldukça önemli ve hukuki danışmanlık alınması gereken başlıca konulardan biridir. Daha fazla bilgi ve danışmanlık için hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

AEY Legal

AEY Legal, faaliyet göstermekte olduğu Fikri Mülkiyet Hukuku, E-Ticaret ve Bilişim Hukuku, Veri Koruma ve Siber Güvenlik Hukuku, Ticaret ve Şirketler Hukuku, Sözleşmeler Hukuku, Freelancer Hukuku, Tüketici Hukuku, Start-up Hukuku, Reklam ve Medya Hukuku başta olmak üzere birçok hukuk dalında ulusal ve uluslararası düzeydeki uyuşmazlık ve ihtilaflarla ilgili olarak Hukuki Danışmanlık, Uyum Yönetimi & Regülasyon, Dava Takibi & Uyuşmazlık Çözümü hizmetlerini müvekkillerine sunmaktadır.

Scan the code