
İş Hukuku kapsamında iş ilişkisi genellikle işverene ait bir işin işçiler tarafından görülmesi söz konusu olur. Yani bu işin sahibi tek bir işverendir ve bu işi işçileri vasıtasıyla kendisi görür. Ancak bazı işler, mahiyeti itibarıyla oldukça geniş kapsamlıdır. Bu işlerin altından bir işverenin tek başına görmesi oldukça zordur. Bu işveren de kendisine yardımcı olması için başka işverenlerle çalışma yolunu seçebilir. Bu durumda anlaştığı işveren, üstlendiği işi kendi işçileri vasıtasıyla görür. Bu şekilde iki işveren arasında kurulan iş ilişkisine taşeron ilişkisi adı verilmektedir. Bunun bir diğer adı da alt işveren-üst işveren ilişkisidir.
Taşeron ilişkisinde işin esas sahibi üst (asıl) işveren adıyla yer alır. Bu işin ifası sırasında asıl işverene kendi işçileriyle yardımcı olan işveren de taşeron (alt) işverendir. Bu işveren, asıl işverene ait işi ona bağlı olarak yapar. Kendi işçileri de kendisine bağlı olarak asıl işverenin işini yapar. Şimdi bu ilişkinin detaylarına inelim.
Kavramlar
4857 sayılı İş Kanunu‘nun 2/7 maddesinde alt işveren-üst işveren ilişkisinin tanımı yer almaktadır. Buna göre, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Burada, bir iş ilişkisi üç taraflı bir nitelik kazanır. Bu ilişkinin bir tarafında işçi, diğer tarafında asıl işveren ve bu işin ifasına aracılık eden alt işveren vardır. Yani, alt işveren-üst işveren ilişkisinin varlığından söz etmek için şu şartların yer alması gerekir:
- İşin, mal ve hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerden olması,
- Asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olması,
- Alt işverenin, kendi bünyesindeki işçilerini sadece bu iş için çalıştırması.
Burada dikkat etmemiz gereken nokta, alt işverene verilebilecek işlerin sınırlı olmasıdır. Buna göre, asıl işi doğrudan taşeron alamaz. Asıl işe yardımcı mahiyette olan ve işletmenin/işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler bu kapsamdadır. Örneğin bir inşaat işinde yer alan taşeron firmalar, inşaatın güvenliği, çalışanların yemeği gibi asıl işe yardımcı olan firmalar olabilir. Veya bu inşaatta yapımı özel uzmanlık gerektiren elektrik tesisatı, kaba inşaat gibi işler olabilir.
İşverenlerin Sorumlulukları
Geçerli bir taşeron ilişkisinde işçinin karşısında muhatap olarak iki işveren vardır. Hem asıl işveren hem de alt işveren, yani taşeron işveren işçiye karşı sorumludur. Taşeronun işçisi olarak asıl işverene hizmet gören bir işçi, İş Hukukundan doğan alacaklarını dava etmek istediğinde asıl işverenle birlikte taşeronu da muhatap gösterebilir.
Ancak burada şu hususun altını çizmek gerekir. İşin esas sahibi asıl işveren olduğu için, işçinin asıl muhatabı da asıl işveren olmalıdır. Taşeron da asıl işverenle birlikte sorumlu olmakla birlikte, işçinin husumeti yalnızca asıl işverene yöneltmesinde herhangi bir hukuki sakınca yoktur. Asıl işverenin, taşerona rücu hakkı saklıdır. Ancak yalnızca taşerona husumet yöneltilemez.
Kural olarak hem asıl işveren hem de taşeron işveren işçiye karşı sorumludur. İşverenlerden yalnızca biri işçiye karşı dava sonucunda tazminat öderse diğerine rücu etme hakkına sahip olur.
Muvazaalı Taşeron İlişkisi
Genel anlamıyla muvazaa, tarafların gerçekte amaçlanan bir işlemi başka bir işlemin arkasına gizleyerek gerçekleştirme olarak tanımlanabilir. Örneğin bir malını başkasına bedelsiz vermek isteyen biri, dikkat çekmemek için bu kişiyle bir satış sözleşmesi imzalar. Bu durumda ilgili işlem muvazaalı işlem olur. Zira satış sözleşmesinin amacı, asıl yapılmak istenen işlemin gizlenmesi amacına yöneliktir.
İş Kanunu uyarınca muvazaalı taşeron ilişkileri yasaktır. Kanun’un ifadesine göre üç çeşit muvazaa durumu söz konusu olabilir. Bu durumlar şunlardır:
- Taşeronun asıl işverenin işçilerini çalıştırarak haklarını kısıtlaması,
- Asıl işverende çalışan bir işçinin daha sonra asıl işverenle alt işveren olarak çalışması,
- Genel muvazaa hali.
Bu hükümlere aykırılık haline ise Kanun kesin bir sonuç bağlamıştır. Buna göre, muvazaalı taşeron ilişkisinin varlığı halinde, alt işverenin işçisi olan işçiler başından beri asıl işverenin işçisi olarak sayılırlar. Buna bağlı olarak asıl işverenin sorumluluk kapsamı da genişler.
Taşeron işveren ve taşeron ilişkisi hakkında yazdığımız bu yazı bilgilendirme amaçlı olup hukuki görüş içermemektedir. Herhangi bir hukuki sorununuzda uzman bir İş Hukuku avukatından profesyonel destek almanızı öneririz.